NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
80 - (1034) حدثنا
يحيى بن يحيى
وزهير بن حرب
وإسحاق بن إبراهيم.
جميعا عن
جرير. قال يحيى:
أخبرنا جرير
عن منصور، عن
شقيق، عن
مسروق، عن
عائشة. قالت:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم:
"إذا
أنفقت المرأة
من طعام بيتها
غير مفسدة، كان
لها أجرها بما
أنفقت.
ولزوجها أجره
بما كسب.
وللخازن مثل
ذلك. لا ينقص
بعضهم أجر بعض
شيئا".
{80}
Bize Yahya b. Yahya ile
Züheyr b. Harb ve ishâk b. İbrahim toptan Cerîr'den rivayet ettiler. Yahya
(Dediki): Bize Cerir, Mansûr'dan, o da Şakîk'den, o da Mesrûk'dan, o da
Aişe'den naklen haber verdi. Aişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem),
«Kadın zarar vermeksizin
evinin yiyeceğinden infak ederse, infâki sebebiyle kendisine; malı kazanması
sebebiyle de kocasına ecir verilir. Vekîl-i harc için de bunun gibi ecir
vardır. Bunlar birbirlerinin ecirlerinden hiç bir şey azaltmazlar.» buyurdu.
(1024) وحدثناه
ابن أبي عمر.
حدثنا فضيل بن
عياض عن
منصور، بهذا
الإسناد. وقال
"من طعام
زوجها".
{…}
Bize, bu hadîsi ibni Ebi
Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Fudayl b. iyâz, Mansûr'dan bu
isnâdla rivayet etti. (Yalnız o): «Kocasının yiyeceğinden.» demiştir.
81 - (1024) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أبو
معاوية عن
الأعمش، عن
شقيق، عن
مسروق، عن
عائشة. قالت:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم:
"إذا
انفقت المرأة
من بيت زوجها
غير مفسدة. كان
لها أجرها.
وله مثله. بما
اكتسب. ولها
بما أنفقت.
وللخازن مثل
ذلك. من غير أن
ينتقص من أجورهم
شيئا".
[ش
(شيئا) هكذا
وقع في جميع
النسخ: شيئا
بالنصب. فيقدر
له ناصب
فيحتمل أن
يكون تقديره:
من غير أن
ينقص الله من
أجورهم شيئا.
ويحتمل أن
يقدر: من غير
أن ينقص الزوج
من أجر المرأة
والخازن شيئا.
وجمع ضميرهما مجازا
على قول
الأكثرين: إن
أقل الجمع
ثلاثة. أو
حقيقة على قول
من قال: أقل
الجمع اثنان].
{81}
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Şakîk'den, o da
Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
«Kadın, kocasının evinden
zararsızca infâkta bulunursa, yaptığı infâk sebebiyle ecri kendinin; malı
kazanması sebebiyle bir misli de kocasının olur. Vekîl-i harc için de bunun
misli vardır. (Bunlar) birbirlerinin ecirlerinden hiç bir şey azaltmazlar.»
buyurdular.
(1024) وحدثناه
ابن نمير.
حدثنا أبي
معاوية عن
الأعمش، بهذا
إسناد، نحوه.
{…}
Bize, bu hadîsi İbni
Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize babamla Ebû Muâviye, A'meş'den, bu
isnâdla bu hadîsin benzerini rivayet ettiler.
İzah:
Bu hadisi Buhâri
«Zekât» bahsinin bir iki yerinde ve «Kitâbü'l-Büyû'da»; Ebû Dâvûd ile Tirmizi
«Zekât» bahsinde; Nesâî «Işrâtü'n-Nisâ»'da; îbni Mâce «Ticârât»'da muhtelif
râvilerden tahric etmişlerdir.
Tirmizî onu iki
tarîkden tahrîc etmiş. Muhammedü'bnü'l-Müsennâ tarikiyle Hz. Âişe' den rivayet
ettikten sonra: «Bu hadis hasendir.» demiştir. İkinci tariki Mahmûd b. Gaylân
vasıtasıyla yine Hz. Âişe' den rivayet etmiştir. Mezkûr rivayet için Tirmizî:
«Bu hadîs hasen sahihtir ve birinci tarikten daha sahilidir.» demektedir.
Hadîs-i şerif, muhtelif
lâfızlarla rivayet olunmuştur. Bunların bâzılarında: «Kadın infâk ederse...»
denilmiş; Tirmizi' nin bir rivayetinde: «Kadın tesadduk ederse...», diğer
rivayetinde:
«Kadın, kocasının
evinden bir şey verirse...» buyurulmuştur.
Kadının infâk ettiği
şeyin «Evinin yiyeceğinden.» diye kayıtlanması âdeten yiyecek vermek hususunda
müsamaha gösterildiği içindir.
Altın ve gümüş gibi
şeylerin verilmesi âdet olmadığı için kadın onları kocasının izni olmaksızın
veremez.
«Bunlar biribirlerinin
ecirlerinden hiç bir şey azaltmazlar.» cümlesinden murâd: Kadın ve vekîl-i harc
amellerine göre kadının kocası ile vekil-i harc'ın efendisi de mallarına göre
sevap kazanırlar, birbirlerinin sevaplarını paylaşmak suretiyle azaltmazlar,
demektir.
Nevevî diyor ki:
«vekîl-i harc, çırak, köle ve kocası olan kadın tasarruf hususunda mutlaka
efendilerinden izin almak mecburiyetindedirler. Hiç bir suretle izin
almamışlarsa sevap değil, başkasının malında izni olmadan tasarrufta
bulundukları için günâha girerler. İzin iki kısımdır; biri nafaka ve sadaka
vermek için sarahaten müsâade etmekle olur. Diğeri örf-ü âdetten anlaşılan
izindir. Dilenciye bir parça ekmek vermek gibi örf ve âdet olan ve zevç ile mal
sahibinin rızâları yine Örfen bilinen şeyler bu kabildendir. Bu gibi şeyler
hususunda zevç ile mal sahibi bir şey söylemeseler bile rizâları mevcut sayılır.
Fakat örf muhtelif olur da, rizâ hususunda şüpheye düşülür yahut zevç ile mal
sahibinin cimri oldukları hâllerinden anlaşılır veya şüphe edilirse, kadın
kocasının malından hiç bir şey veremediği gibi, köle ve emsalinin dahi
efendilerinin malından bir şey vermeleri caiz olamaz. Bu takdirde onların
tasarrufları efendilerinin sarahaten iznine bağlıdır...
Gerek kadının gerekse
çırak ve emsalinin âdetten fazla bir şey vermeleri caiz değildir. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
(Kadın, evinin yiyeceğinden
zararsızca infâkta bulunursa...) sözü ile bu mânâya işaret buyurmuştur.»
Nevevî bundan sonra
kadın, köle, vakil-i harc gibi kimselerin kimlere infâkta bulunabileceklerini
beyânla: «Nafakadan murâd: Mal sahibinin, çocuklarına, hizmetçilerine, işlerine,
misafir ve yolcu gibi ziyaretçilerine infâkta bulunmaktır.» demiştir.